TCK: Madde 9- "Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye'de yeniden yargılanır."
Türkiye'de suç işleyen kişi, çeşitli nedenlerle yurt dışında yargılanmış ve hakkında hüküm kurulmuş olabilir ve bu takdirde mülkîlik sistemi Türkiye'de yeniden yargılama yapılmasını gerektirebilir. Ayrıca, Türkiye'de işlenen suç Türkiye'nin huzur ve sükununu bozmuş olacağından, başka herhangi bir koşul aranmaksızın yani suçun gerektirdiği cezanın ağırlığına veya türüne yahut mağdurun uyruğuna bakılmaksızın Türkiye'de yargılanması bu huzur ve sükunun yeniden kurulması açısından da gereklidir. Yabancı memlekette kurulmuş hükmün niteliği yani mahkûmiyet veya beraat kararlarından birinin verilmiş bulunması, Türkiye'de yeniden yargılama yapılmasına engel değildir. Ancak, verilen hüküm mahkûmiyet şeklinde olup da verilen ceza kısmen veya tamamen yabancı memlekette infaz edilmiş veya hürriyeti bağlayıcı bir tedbir uygulanmışsa, bunun Türkiye'de verilecek ceza ve tedbirden ne suretle mahsup edileceği 14 üncü maddede gösterilmiştir.
Sanığın yabancı olması hâlinde Türkiye'de yeniden yapılacak yargılama, Adalet Bakanının istemine bağlı olacaktır. Böylece Cumhuriyet savcılığınca re'sen kamu davası açılmasından dolayı uluslararası alanda doğabilecek sakıncaların giderilmesi öngörülmüştür. Kaldı ki, bu gibi hâllerde yabancı ülkede kurulmuş hüküm Türk kamu düzenine aykırı olmadığında, Türkiye'de yeniden yargılama yapılması bir yarar da sağlamayabilir. Bir yararın bulunup bulunmadığı şüphesiz Adalet Bakanı tarafından takdir edilebilir. Ancak, burada Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri saklı olacaktır.
KOMİSYONUN DEĞİŞİKLİK GEREKÇESİ
Hükûmet Tasarısında, Türkiye'de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan yabancı ile vatandaş arasında yabancı lehine bir ayırım öngörülmüştü. Anayasa'da güvence altına alınan eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı düşüncesiyle, madde metninde yapılan değişiklikle bu ayırım ortadan kaldırılmıştır.
Keza, maddenin, "Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümleri saklıdır." şeklindeki ikinci fıkrası hükmü, yukarıdaki maddenin gerekçesinde belirtilen düşüncelerle, metinden çıkarılmıştır.